Merhaba, ben İstanbul’dan Metin, 25 yaşındayım. Ben de size arkadaşımın annesini nasıl siktim, o olayı anlatmak istiyorum. Okullar kapanmıştı ve tatile girmiştik. Okuldan bir arkadaşım tatilde beni Afyon’daki köylerine davet etmişti. Hem tatil yapmak, hem de tarlada biraz yardım etmek amacıyla gitmiştim. Arkadaşımın babası 5 önce ölmüş, annesi genç yaşında dul kalmıştı. Hasat zamanı gelmiş, herkes tarlalara koşuşturuyordu. Tabi arkadaşım ve annesi de. Ben de onlara yardım olsun diye yanlarında gidiyordum. Arazileri çok büyüktü ve birkaç tarladan oluşuyordu.
O gün öğleden sonra arkadaşıma şehirdeki avukat akrabalarından bir telefon geldi. Arkadaşımın acil şehire gitmesi gerekmiş. Bana: “Bir iki saat içinde gelirim, sen evde otur keyfine bak.” dedi ve gitti. Arkadaşımın annesi çay yaptı, birlikte çay içiyorduk. Bu arada arkadaşımın annesinin adı Aynur, 41 yaşlarında, eli yüzü düzgünce bir kadın. İlk başlarda benim Aynur yengeye karşı bir ilgim yoktu, kendisini sadece arkadaşımın annesi olarak görüyordum. Aynur yenge ile evde yarım saat ya oturduk ya oturmadık, komşulardan birisi uğradı, tarlaya balyacı gelmiş. Balyacının ne olduğunu bilirsiniz, balyacı biçilen otları makine ile deste haline getiren kişi. Arkadaşım olmadığı için tarlaya mecbur arkadaşımın annesi ile ikimiz gitmek zorunda kaldık.
Tarlaya vardığımızda akşam olmak üzereydi. Balyacı tarladaki otları balya yapmış, bizi bekliyordu. Komşular tarlalarındaki balyalarını almış gitmişlerdi, bir tek biz kalmıştık. Balyacı balye adedini söyledikten sonra ücretini aldı çekti gitti. Aynur yengeyle ikimiz tarlada balyalarla kalakalmıştık. Aynur yengeye, “Hadi bakalım yenge, iş başa düştü!” dedim ve birlikte balyaları traktöre yüklemeye başladık. Yarım saat kadar balya attıktan sonra yavaş yavaş terlemiştik. Aynur yenge hırkasını çıkarmış, yakası açık, ince bir buluzla kalmıştı. Buluzun altına sütyen giymemiş, kocaman göğüsleri ve fındık gibi göğüs uçları olduğu gibi belli oluyordu. Hele birde karşımda balyayı almak için egildiğinde, aman Tanrım… Buluzunun yakasından taa göbeğine kadar görebiliyordum!
O anda kafamda ne hinlikler döndüğünü size anlatamam. Zaten kaç zamandır abazayım, hazır kimsede yok, tarlanın ortasındayız, bu fırsatı kaçırmamam lazımdı. O anda kafama koymuştum, arkadaşımın annesini tarlanın ortasında sikecektim, en uygun anı bekliyordum. Tarlada 150 tane falan balya vardı. Ben traktör sürmeyi bilmediğimden, Aynur yenge çıkıyordu traktöre ve ileriki balyaların yanına çekiyordu traktörü. Bir iki defa çekti, üçüncüde ben motorun yanındaydım, Aynur yenge tam traktöre binerken sendeledi, tam düşmek üzereyken tutmak için arkadan sarıldım. Elim kazara göğüslerinin altında kalmıştı. 10-15 saniye öyle kalmışım. Bu arada sikim kazık gibi olmuştu ve Aynur yengenin götüne değiyordu. Aynur yengenın sesiyle irkildim: “Tansiyonum düştü herhalde.” dedi. Ben de, “Yenge otur biraz, dinlen.” dedim ve römorkun gölgesine oturmasına yardımcı oldum.
Balyaları römorka tek başıma atıyordum, fakat hayvan ölüsü gibi ağırdılar. 25-30 tane attıktan sonra ben de dinlenmek için oturdum Aynur yengenin yanına. Bu sırada arkadaşım aradı, “Nerdesin?” dedi. “Tarladayız, ne zaman geleceksin?” dedim. İşinin uzadığını, ancak en erken bir saat sonra gelebileceğini söyledi. “Tamam.” deyip kapattım. Biraz oturduktan sonra, Aynur yenge: “Ahh ah! Evli olsaydım, böyle kadın başıma tarlalarda sürünmezdim. Dulluk çok zor!” dedi. Ben de, “Üzülme yenge daha yaşın genç, hem güzelsin de, bulursun birini.” dedim. Aynur yenge bu lafımdan cesaret almış olacak ki, “Gerçekten güzelmiyim?” diye sordu. Ben de, “Elbette güzelsin!” dedim. Yalan yok, arkadaşımın annesi gerçekten güzel bir kadındı. O ara gözlerim göğüslerine kaydı, göğüs uçları buluzu delecek gibi duruyordu. Benim yarrak durur mu, anında hareketlenmeye başladı, yine kazık gibi oldu. Aynur yenge gözlerini yarrağıma dikti. Sonra göz göze geldik, biraz bakıştık, hafif bir tebessümle burun buruna geldik, ve birden dudaklarımız birleşiverdi.
Kendi kendime, işte oğlum aradığın fırsat eline geçti, karı resmen kaşınıyor, kaşımanın zamanı geldi dedim. Biraz öpüştükten sonra arkadaşımın annesi, 5 senedir amının yarak yüzü görmediğini söylüyordu. Ben de, “Şimdi seni yarrağa doyuracam, merak etme!” demeye fırsat kalmadan, arkadaşımın annesi beni tarlanın ortasında sırt üstü yatırmıştı. Tamam, arkadaşımın annesini sikmek bazılarınıza pek uymuyor biliyorum, fakat karı azmış aq. Yarraksızlıktan kuduruyor, ben onu değil de, o beni sikecek resmen. Bir çırpıda kemerimi çözdü, pantolonumu ve külodumu çıkardı. Hemen sikimi ağzına aldı yalamaya başladı. Aman tanrım o neydi be, karının ağzı fırın gibi. Bir 5 dakika kadar yaladıktan sonra, şalvarı ile donunu çıkardı ve “Hadi!” dedi. “Ne hadi‘si?” dedim. “Sikmeyecekmisin?” dedi. Ben de, “Dur bakalım bir, ben de senin amını yalamak istiyorum!” dedim. Hemen amını ağzıma dayadı ve yüzümün üstüne oturdu. Sanki boğulacak gibi oluyordum. Düşünsenize 70 kilo rahat var. O şekilde amını biraz yaladım. Amı sanki sakız gibiydi, ben emdikçe amı sünüyordu.
Birden, “Bekleyemeyecem fazla!” dedi, bir anda yüzümden kalktı ve sikimin üzerine oturdu, bir seferde sikimi amının içine alıverdı. Öyle bir oturdu ki, sanki sikim kırılacaktı. Hiç unutmuyorum, üzerimde tam 5 sefer zıpladıktan sonra bağıra bağıra orgazm oldu, boşaldı. Benim yarak da patlamaya hazırdı, fışkırta fışkırta amına boşaldım. Sonra ayağa kalktığında amından döller akıyordu. Amını tülbentle sildikten sonra, sikimi de yalayarak temizledi. Baktı benim yarak hala sert duruyor, “Senin yarak baya azgınmış, napcaaz bunu?” diye sordu. “Ben bir çaresini biliyorum!” dedim. “Neymiş çaresi?” diye sordu. “Dön arkanı!” deyip bunu domalttım. O arkadan amına sokacağımı beklerken, sikimin başını tükürükleyip göt deliğine dayadım. Daha, “Dur! Ne yapıyorsun?” demesine fırsat vermeden öyle bir abandım ki, benim yarak götüne birden Löp diye girdi. Götünün acısından nasıl bağırıyor bilemezsiniz!
Daha birkaç dakikadır annesinin götünü sikiyordum ki, arkadaşım aradı. Annesi inlemeyi bağırmayı kesti hemen, telefonu açtım. Arkadaşım: “Şimdi dolmuştan indim, geliyorum hangi tarladasınız?” dedi. Tarlanın yerini söyleyip kapattım telefonu. Yanımıza gelmesi 5 dakika sürmezdi. Hemen toparlandık, giyindik, fakat ben annesinin götüne boşalamamıştım. İçimden ne küfürler ediyorum arkadaşıma, ‘anasını siktiğimin çocuğu’ diyerek.
Neyse, arkadaşım geldi, kalan balyaları da yükledik ve köye döndük. Köyde, annesi ile bir daha yalnız kalamadık. Zaten iki gün sonra İstanbul’a döndüm. Arkadaşımın annesini sikmek çok zevkli ve heyecanlıydı, ama yine de götüne boşalamadım diye içime dert oldu. İleride ne yapıp edip arkadaşımın annesini tekrar sikecem, hemde bağırta bağırta! Hele o sıcacık götüne boşalmadan da bırakmayacam, kendi kendime söz verdim!